29 Mayıs 2009 Cuma
13 Mayıs 2009 Çarşamba
11 Mayıs 2009 Pazartesi
Şiirin Anısı
bir yeni oğlak daha sıçrayabilir
senin üzüntüyle dokunmuş sesinden
gözlerinin parlayan nehirlerinden
uzak yazlardan, incir sütlerinden
bir yeni ülke daha çizilebilir
karşı kayalardaki tanıdık göğe
kuşların kanadındaki yalçın vadiye
akdeniz kokuşlu lirik mağaraya
bir yeni anlam daha uç verebilir
yalnızın abandığı abanoz acıdan
ilerleyen ormana doğru dalıp gitmiş
çocukluğunu yaşayan anılardan
bir yeni güz daha dağılabilir
kırların göğsündeki şiire
karlara gömülmüş göğ ekine
ağıla ağan akşama ve buzağıya
YUNUS KORAY
bir yeni oğlak daha sıçrayabilir
senin üzüntüyle dokunmuş sesinden
gözlerinin parlayan nehirlerinden
uzak yazlardan, incir sütlerinden
bir yeni ülke daha çizilebilir
karşı kayalardaki tanıdık göğe
kuşların kanadındaki yalçın vadiye
akdeniz kokuşlu lirik mağaraya
bir yeni anlam daha uç verebilir
yalnızın abandığı abanoz acıdan
ilerleyen ormana doğru dalıp gitmiş
çocukluğunu yaşayan anılardan
bir yeni güz daha dağılabilir
kırların göğsündeki şiire
karlara gömülmüş göğ ekine
ağıla ağan akşama ve buzağıya
YUNUS KORAY
ANNE . .
Bırak kalsın masada ekmek testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık, gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta, kırlangıç havada
Dama düşen ince bir yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile bir yerde yorulur.
Bırak kalsın süpürge duvarda, sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
AHMET ERHAN
Bırak kalsın masada ekmek testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık, gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta, kırlangıç havada
Dama düşen ince bir yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile bir yerde yorulur.
Bırak kalsın süpürge duvarda, sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
AHMET ERHAN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)